Sosyal kooperatifler ise bu dünyayı yaratma yolunda değişimin dinamosudur. Genç İşi Kooperatif, “kooperatifler arası dayanışma” ilkesinden yola çıkarak dört farklı ülkenin öncü kooperatifçilerini 26-29 Nisan 2018’de The Hollings Center for International Dialogue işbirliğiyle İstanbul’da buluşturdu.
Değişik sektörlerde örgütlenen, adil üreten ve bölüşen, “üretenlerinin yönettiği” kooperatifler ilham verici öyküleriyle geleceği aydınlatıyor.
Sosyal kooperatifler, toplumsal olayların, sorunların, krizlerin çözümünde ve değişiminde aktif rol oynayan sosyal işletmelerdir. Sosyal görevlerini ve değerlerini kooperatif kurumsallığında yürüten demokratik yapılardır. Ekoloji, geri dönüşüm, çocuk işçiliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, ırkçılık, yoksulluk, kamu sağlığı sorunları, işgücüne ve istihdama katılım, toplumsal dahil olma, dezavantajlı grupların desteklenmesi, toplumsal adaletsizlikler gibi konulara odaklanırlar.
Örneğin, Lübnan Irkçılık Karşıtı Hareket ve Göçmen Topluluk Merkezi, ev hizmetlerinde çalışan göçmen kadınların yaşadığı ırkçılık, emek sömürüsü, ve çeşitli hak ihlallerine karşı yasal, ekonomik ve toplumsal destek sağlıyor, göçmen kadınları ve ailelerine insana yaraşır bir yaşam vaat ediyor.
Sosyal kooperatifler toplumun farklı kesimlerini kapsayıcı bir şekilde çalışmaya özen gösterirler. İnsana yaraşır iş ve geçim kaynaklarına erişim çalışma çağındaki her yaştan birey için bir haktır.
Üretkeniz.Biz Kooperatifi, bugün 35 yaş üstünde olan, yaşlılarının bakım çocuklarının ise maddi ihtiyaçlarını karşılarken üretken ve sağlıklı yaş alma olanağından yoksun bireyler ile çalışıyor. Ortaklarının bilgi, deneyim ve ürünlerini ekonomik değere dönüştürerek onlara geçim kaynağı sağlıyor; elde edilen gelirle yaşlılara sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam alanları oluşturuyor.
Genç İşi Kooperatif ise işgücüne, istihdama ve sosyoekonomik haklara erişmede gençler, kadınlar, engelliler, kent çeperleri ve kırsalda yaşayanlar için toplum odaklı çalışmalar yürütüyor. Çalışma çağındaki dezavantajlı kesimler için üretim, tüketim ve demokratik katılım alanlarında yerel dayanışmacı ekonomik örgütlenmelere destek sağlıyor.
Sosyal kooperatifler için birlikten daima kuvvet doğar! Sosyal kooperatifler, toplumun üreten çoğunluğuna karşı eşitsiz ve baskıcı rejimlere ve yöntemlere karşı atılmış insan-odaklı bir tohumdur. Sosyal dayanışma ekonomisinin en güzel örneklerinden biri de bir grup ebeveynin bir araya gelip Başka Bir Okul Mümkün diyerek çocukların ihtiyaçlarını merkeze alan alternatif eğitsel mevziler oluşturmaları. Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooperatifleri, sadece kendi çocukları için değil, diğer çocuklar için de alternatif eğitim olanakları sunuyor.
Sosyal kooperatifler kapitalist ekonominin içinde büyüyen alternatif işletmeler olarak, yarar sağladıkları ve hitap ettikleri sosyal kesimler ile ürettikleri artı değeri paylaşırlar. Kooperatifler, kâr maksimizasyonuna değil, kârın en çok kişiyle adilane paylaşımına odaklanırlar.
Örneğin, ABD’de bulunan işçi kooperatifi CERO Enerji, Geridönüşüm, Organik Maddeler Kooperatifi dezavantajlı grupların istihdam eksiğine çare bulmak amacıyla Gıda Atıklarını Çöp Arazilerinde Değil, Yerel Çiftliklerde Değerlendirme uygulaması yürütüyor. Haftada 50 ton gıda atığı toplayarak çevresel sürdürülebilirliği sağlıyor, geçim kaynaklarını destekliyor, artı değeri dezavantajlı kesimlerle bölüşüyor. CERO, yüzde 1’in “aşıracağı” kazancı, yüzde 99 ile paylaşan alternatif bir ekonomi yaratıyor.
Sosyal kooperatifler patronsuzdur. Kârı tek elde toplayan bireyler kooperatif bünyesinde yer alamaz. Bununla beraber, kooperatifçiler emeklerinin karşılığını ücret olarak alırlar. Elde edilen emek payı üyeler arasında hakkaniyetli bölünür. Bölüşüm pratikleri sosyal kooperatiflerde farklılık gösterebilir. Sosyal kooperatiflerde ticaret değil adalet vardır.
Örneğin, Yeryüzü Kalkınma Kooperatifi toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama amacına odaklanan araştırma ve danışmanlık faaliyeti yürütür. Faaliyetilerinin sonucunda emeklerinin karşılığını alır ancak ortaklarına kâr payı dağıtmazlar.
Kooperatiflerin savunuculuk yaptıkları alanlar çok çeşitlidir. Sosyal kooperatifler odaklandıkları toplumsal ihtiyaç alanlarında savunuculuk yapar. Bazı kooperatifler, kendilerini idame ettirebilmelerinin temelinde savunuculuğun büyük bir rolü olduğu görüşündedir. ABD’de bulunan AORTA Baskı Karşıtı Kaynak ve Eğitim Birliği İşçi Kooperatifi yürüttüğü çalışmalarla erkek-egemen, baskıcı, sömürgeci ve ırkçı tutumlara karşı öz-farkındalık yaratma ve savunuculuk yaparken, yine ABD’de bulunan Sürdürülebilir Ekonomiler için Hukuk Merkezi alternatif ve eşitlikçi ekonomk sistemler için araştırma ve hukuk danışmanlığı hizmetleri sunar, savunuculuk politikaları geliştirir.
Sosyal kooperatifler kapitalist ekonomide alternatif bir işletme modeli olduklarından dolayı, hükümet ve karar vericilerle olan stratejik ilişkiler çok önemlidir. AORTA Baskı Karşıtı Kaynak ve Eğitim Birliği işçi kooperatifi, hükümetle olan ilişkilerde tek tip ve buyrukçu bir tutumdan ziyade kurulan ilişkilerde küçük farklar yaratarak görevdeşlik (sinerji) oluşturmanın önemini vurgular. Kurulan stratejik ilişkilerin, kooperatiflerin özgün yapılarına ve değerlerine müdahale etmemesi, özerkliğe saygı duyması gerekir. Görevdeşlik ve özerkliğin yanı sıra karşılıklı fayda da seçeneklerden birisidir. Örneğin, Lübnan’da bulunan Ulusal Kamu Çalışanları Kooperatifi devletin sağlamada eksik kaldığı sosyal koruma ve refah hizmetlerini devlet memuru ortaklarına sağlayan, karar alıcılarla eşgüdüm içinde çalışan, hükümetle görevdeş ilişkiler kurup maddi destek alan bir deneyimdir.
Sosyal kooperatifler, kolektif üretimin olduğu emek-odaklı yapılardır. Birlikte çalışmanın temelinde iş bölümü, karşılıklı güven, ve şiddetsiz iletişim yatar. Bu unsurları hem kendi içlerinde hem de üçüncü taraflarla çalışırken dikkate alırlar. Kolektif üretimin temelinde emeğe ve dayanışmacı örgütlenmelerin tamamına mutlak saygı vardır. ABD’de bulunan Tasarım Faaliyet Kollektifi oradaki toplum-odaklı örgütlerle dayanışıyor ve ortakları, emeklerinin karşılığını mutlak eşitlik ilkesiyle alıyorlar.
Sosyal kooperatifler, artı değer üretim ve bölüşümünde yalnızca kendisine değil toplumun tamamı için adalet talep eder. Sömürü, baskı ve eşitsizliğin hüküm sürdüğü toplumsal alanların tespiti ve çözüm yollarının önerilmesi için bilgi ve deneyim üretimi anahtar önemdedir. Kalkınma Atölyesi Kooperatifi başta çocuk işçiliği olmak üzere Türkiye’nin sosyal kalkınma bağlamındaki sorunlarına yönelik bilgi üreterek tekrarlanabilir/sürdürülebilir uygulama modelleri geliştirmekte ve savunu yaparak konuyu gündeme taşımaktadır.
Gökova Kadın, Çevre, Kültür ve İşletme Kooperatifi ise sürdürülebilir kalkınma yolunda insanın doğaya tahakkümünü değil insanın doğaya uyumunu temel alıyor. Bu amaçla Muğla’da doğal kaynakların korunması, geleneksel üretim ve tüketim düzenlerinin yaşatılması, ve ekolojik çeşitliliğinin sürekliliği için çalışıyor.