İlk olarak, Türkiye’de kooperatiflerin salgına karşı ürettiği yanıt ve yaklaşımları %47’miz ne zayıf ne de güçlü buluyor. Ortalarda bir eğilim var diyebiliriz.
İkinci sorumuz Türkiye’de kooperatif destek ekosisteminin, salgın öncesinde ve salgın süresince kooperatiflere verdiği desteği yeterli buluyor musunuz idi. Bu soruya da %43’ümüz zayıf, %27’miz çok zayıf, %17’miz ne çok zayıf ne de çok güçlü yanıtını vermiş. Eğilim kooperatif destek ekosisteminin kooperatiflere verdiği destek konusunda zayıf olduğu yönünde denebilir.
Üçüncü sorumuz ise, Türkiye’de kooperatiflerin ve kooperatifçilerin en önemli sorunlarından biri bilgi kaynaklarının ve bilgiye erişimin zayıf olmasıdır yargısına katılıp katılmama yönündeydi. Şöyle bir bakıldığında, %77 yani yaklaşık dörtte üç katılıyor veya kesinlikle katılıyor bu yargıya. Buradan da koopdestek.org.tr kooperatif destek çevrimiçi noktasının bu soruna doğru bir çözüm olduğunu gözlemliyoruz.
Dördüncü sorumuz ise, diğer ticaret şirketlerine kıyaslandığında, yani limited ve anonim şirketleri, kooperatiflere yönelik devlet desteklerini yeterli buluyor musunuz sorusu idi. Hayır, yeterli değil diyenlerin oranı yine %77.
İlk konuşmacımız Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’ndan Murat Özkan, kalkınma ajansları ile ilgili bilgiler verdi bizlere ilk olarak. Kalkınma ajansları genel itibariyle pek çok faaliyet vermektedir ama yaygın bilinirlik unsuru olarak vermiş oldukları desteklerle ön plana çıkarlar. Özkan bizlere teknik destek, güdümlü proje desteği, proje teknik çağrısı ve fizibilite desteklerinden bahsetti. Teknik destekler ajansların en çok başvuru aldığı, belki bütçesi itibariyle çok küçük görünen ama çok işe yarayan, işlevselliği ve etkinliği çok yüksek desteklerdir. Genelde eğitim ve danışmanlık ihtiyacı için bunlar kullanılır. Kar amacı gütmeyen kooperatifler bu program kapsamında belirlenmiş uygun başvuru sahipleridir. Fizibilite desteği projelerin fizibilite çalışmalarına verilen doğrudan bir mali destektir. Proje teklif çağrıları ise ajanslar tarafından yılın belli dönemlerinde bir rehber ilan edilmesiyle birlikte oluşur, o rehberde ise tüm detaylar yer alır. Güdümlü proje desteği ise ajansın en yüksek miktarda destek sunabildiği bir destek kalemidir, destek programıdır. Burada bir proje teklif çağrısı veya yöntemi yoktur, proje konusu ve koşulları başvurmak isteyen kurumlarla birlikte geliştirilir. Son olarak, Doğu Marmara Kalkınma Ajansı ilk kurulan ajanslardan, hemen hemen 15 yılını doldurmak üzere. Bu süreçte birçok yayın ve rapor hazırlandı, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ‘Kalkınma Kütüphanesi’ adı altında bir platform oluşturup halkın kullanıma açtı. Burası kooperatiflerin ve kooperatifçilerin yararlanabileceği, faydalı destekler bulabileceği bir platform diyor Özkan.
İkinci konuşmacımız İzmir Kalkınma Ajansından Özgen Küçükil, kooperatiflerin bölgesel kalkınmadaki yerinin çok önemli olduğunu belirterek başladı konuşmasına. Bu nedenle İzmir Kalkınma Ajansının da bölgesel stratejisini hazırlarken kooperatifleri hep göz önünde bulundurduklarını söyledi. İzmir Kalkınma Ajansı bu sene normalden farklı bir çalışma programı hazırladı. Genel olarak yapılanmaya giden ajans bu sene çalışma programı üç sene olmak üzere iki ana eksende hazırladı. Bunlardan ilkini yeşil büyüme politikaları oluştururken ikincisini mavi büyüme politikaları oluşturuyor. Yeşil büyüme politikaları kapsamında sanayi ve tarımda uygulanan temiz üretim teknolojileri, sürdürülebilir tarım çalışmaları ve sürdürülebilir üretim merkezlerinin kurulması planlanmaktayken, mavi büyüme politikaları kapsamında İzmir bölgesi limanı, kıyı ekonomisi, kadim üretim havzaları ve izmir turizmi gibi konularda çalışmaların yapılması planlanmakta. Büyüme modellerinin yanı sıra sonuç odaklı programlara da değinen Küçükil, bunların da Yenilik ve Girişimcilik, Temiz Enerji ve Temiz Teknolojiler ve Deniz Ekonomisi Sonuç Odaklı Programı olarak üçe ayrıldığını belirtti. Kooperatifçilikte en çok deniz ekonomisi olduğunu söyledi Küçükil, biz de oraya değinelim öyleyse: Bu SOP altında, İzmir’in turizminin geliştirilmesi ve tanıtımına yönelik çalışmaların yapılması hedeflenmekte. Bu bağlamda da, özgün tasarımlı hediyelik ürünlerin üretimi ve pazarlanmasına ilişkin yapıların oluşturulması isteniyor. Kooperatifçilik ile örtüşen kısmı aslında burası. Turistik ürünlerin üretilmesi ve bölgenin tanıtımının yapılması amacıyla bu üretimlerin kooperatifler aracılığıyla yapılması planlanıyor. Böylelikle, özellikle kadın girişimci kooperatiflerin de teşvik edilmesi program dahilinde. Burada ortaya çıkacak turistik ürünlerin üretim sürecinde de turistik grupların dahil edilmesi sağlanacak ve yaratıcı turizm geliştirilerek kıyılarda turizm odaklı ekonomik çeşitliliğin de sağlanması planlanmakta diyor Küçükil. Temiz Üretim SOP’unun altında ise tarımsal üretim ve sürdürülebilir üretim konusunda çalışma planlanılmakta, bu açıdan da kooperatifler bölgesel faktör olarak çok önemli bir noktada bulunuyor. Bu sene yapılmayı planlanan çalışmalar daha çatı projesi şeklinde aslında; yani var olan kooperatiflerin ortaklaşa kapasitesinin geliştirilmesine yönelik projeler. Bunlardan ilki İzmir Kooperatif analizi ve haritalama çalışmasıyken, diğeri ise kooperatifçiliğin güçlendirilmesine yönelik kapasite geliştirme, farkındalık ve koordinasyon çalışmaları. Bu iki proje de maalesef covid-19 yüzünden biraz ertelendi. Gelecek planları bir yana, başarılı bir projeye de göz atalım: Bademler köyünde yer alan ve kesme çiçekle uğraşan bir kooperatif İzmir Kalkınma Ajansından aldığı destekle makine ve ekipman altyapısını güçlendirerek şu an 57.600 adet bitki dikimi yapabilecek kapasiteye ulaşmış durumda. Bu sayede ise kooperatifin kurumsal kapasitesi ve teknik altyapısı güçlenirken ihracat oranı da çok fazla arttı.
Ankara Kalkınma Ajansının deneyimlerini ve yaptıklarını paylaşmak için Hande Kara’ya geliyor sıra. Ekonomik kalkınmanın sosyal kalkınmadan ayrı düşünülemeyeceğinin bilinciyle birlikte bunun en önemli araçlarından biri olan kooperatifçiliği desteklemek için çalışmalarına daha önceki yıllardan bu yana sürdürülebilir kalkınma temelinde devam ettiklerini vurguladı Kara. Ankara Kalkınma Ajansı proaktif bir politika izliyor, kooperatiflerle sık sık bir araya gelip birlikte neler yapabilceklerini konuşuyorlar bunu da çoğu zaman kooperatiflerden beklemeyip kendileri yapıyorlar. Çeşitli mentörlük faaliyetleri yürüttüklerini de ekledi Kara, her yıl kooperatiflerin ihtiyacına göre bu programın değiştiğini de vurguladı. Eğitim programları ile de özellikle ilçelerde kooperatif kurmayı düşünen kişileri bir araya getirerek, onlara aslında kooperatif nedir, birlikte çalışma kültürü, kooperatifçilik ilkeleri üzerinden gerçekten buna uygun olup olmadıkları, kişilik analizleriyle birlikte yol göstermeye çalışılıyor. Ağ kurma faaliyetleri olarak da, bir tedarik zinciri oluşturup birinin ürettiğinin diğerine girdi olması için kooperatifleri bir araya getirip birlikte çalışmaya teşvik ediyorlar. Yapılan her etkinliğe kooperatifleri de dahil etmeye çalışan Ankara Kalkınma Ajansı, sosyal girişimler ve kooperatiflerden hizmet almayı da kendilerine bir politika olarak belirleyip bu alanda adımlar atıyor.
Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesinden Şevket Meriç, içinde bulunduğumuz dönemin aslında bir kriz dönemi olduğunu söyleyerek başladı konuşmasına ve bu dönemin etkilerinin uzun zamanlar
boyunca hissedeceğimizi vurguladı. Pandemi süresince halk temel ihtiyaçlarına daha fazla yöneldi ve bu yönelmeyi de güvenli bir yerde uygulamak istediler. Meriç diyor ki bu güvenli yerler ziyadesiyle az, dolayısıyla güvenilir gıda üreten kooperatiflerin çalışabilmesi ve üretebilmesi için elimizden ne geliyorsa yapmalıyız. Şimdiye kadar yapılan ‘başka bir tarım mümkün’ olarak isimlendirilen çalışmaların en temelden bugüne kadar ne kadar haklı olduğuna da değindi. Sürdürülebilir bir üretim için tohumdan masaya, pazara ve soframıza gelene kadar her dönemde üreticinin, üretici örgütlerinin ve çiftçilerin yanında olmak gerekir. İzmir Büyükşehir Belediyesi; kooperatiflerin üretim yapabilmesi için, onların ihtiyacı olan demirbaşları sağlayabilmek için, işletmelerinin iyileştirmesi için ve üretim kapasitelerini arttırmaları için yardım ediyor. Örneğin son dönemde açılan dört adet halkın bakkalı var, bu halkın bakkallarında kesinlikle kooperatif ürünleri satılıyor ve yakın zamanda iki tane daha açılması planlanıyor. Önemli bir detay olarak, son yıllarda yapılan çalışmalarla birlikte üye sayılarını %161 arttı ve bu da kooperatiflere olan inancın arttığını gösteriyor. Üretimin canlanabilmesi için gerçekleştirilen bir başka çalışmadan da bahsetti Meriç, erken tahmin ve uyarı sistemleri. Eğitimle ilgili olarak da İzmir Köy-Koop birliği çatısı altında Veterinerler Odası ve Ziraat Odası ile birlikte çalışmalar yapılıyor. Son olarak, tarımsal üretim yaparken sadece üretim odaklı değil aynı zamanda iyi, temiz ve adil gıdayı savundukları ve gıdanın üretilirken elde edilen gelirin tüm üreticilere ve kooperatiflere yayılmasının en birinci hedef olduğu da vurgulandı.