İletişime Geçin
İzmir
[email protected]
Ph: +905447338254
Back

Covid-19 Sonrası Kalkınma için Kooperatifler: İşbirlikleri, İmkanlar, Fırsatlar

Olağanüstü zamanlardan geçiyoruz, biz de bu olağanüstü zamanlarda ‘neler yapabiliriz’ sorusuna bir nebze de olsa cevap olmak istedik. Her sektör, her toplumsal kesim az ya da çok bu salgından etkileniyor. Biz de ülkemiz kooperatifçilerinin dertlerine, yaşadıkları engellere ve maruz kaldıkları zorluklara bir katkısı olabilir düşüncesiyle bir yola çıktık. KoopDestek’i tanıtmak ve Covid-19 sonrası kalkınmada kooperatiflerin rolünü tartışmak adına bir araya geldik. Çevrimiçi etkinliklerin sosyalleşmenin temelini oluşturduğu şu dönemde bu çevrimiçi etkinlik vesilesiyle kooperatif destek platformunu sizlerle buluşturduk. KoopDestek, ülkemiz kooperatifçilerinin sıklıkla sorduğu sorulara, avukat, mali müşavir ve kooperatif uzmanlarının verdikleri yetkin ve yalın yanıtları içeren bir soru-yanıt platformu olarak tasarlandı. Çevrimiçi araçlara olan ihtiyaç ve talebin olağanüstü bir şekilde artmasıyla birlikte bu platformun sorularına cevap arayan birçok kişi için çok faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Anketle başlayan etkinliğin sonuçları genel yargıyı anlamak için çok önemli. Katılımcıların %50’si Türkiye’de kooperatiflerin salgına karşı ürettiği yanıt ve yaklaşımları zayıf bulurken, %67’si ise Türkiye’de kooperatif destek ekosisteminin salgın öncesinde ve salgın süresince kooperatiflere verdiği desteğin zayıf veya çok zayıf olduğunu düşünüyor. Diğer ticaret şirketleriyle kıyaslandığında ise kooperatiflere yönelik devlet desteklerini yeterli bulmayanların oranı %78’i buluyor. KoopDestek’in ardındaki temel gerekçe olan “Türkiye’de kooperatiflerin ve kooperatifçilerin en önemli sorunlarından biri bilgi kaynaklarının ve bilgiye erişimin zayıf olmasıdır” yargısına %66’mızın katılması da anlamlı bir iş yaptığımızı gösteriyor diyebiliriz.

KoopDestek Lansmanı ve Webinarı

İlk olarak Uluslararası Çalışma Örgütü Kooperatifler Birim Başkanı (Cenevre) Simel Eşim, kooperatiflerin ve sosyal dayanışma ekonomisi bileşenlerinin Covid-19’a yönelik yanıtları ve hükümetler tarafından alınan tedbirleri paylaştı bizimle. Küresel boyuttaki bu halk sağlığı krizinin aynı zamanda yıkıcı sosyal ve ekonomik etkileri de oluyor. Tam ve kısmi sokağa çıkma yasağı, işyerlerinin faaliyetlerinin durdurulması gibi önlemlerin dünya çapında 5 milyardan fazla insanı etkilediğini söyleyen Eşim, Uluslararası Çalışma Örgütü tahminlerine göre 436 milyondan fazla işletmenin şu anda risk altında olduğunu vurguluyor. Dünyanın toplam işgücü olan 3.3 milyarın yarısı açlık ya da virüsten ölmek arasında çok acımasız bir ikilem arasında. Tarihte de örnekleri görüldüğü üzere biz de tam şu anda dayanışmaya ve imeceye ihtiyaç duyuyoruz. Kooperatiflerin salgın dönemindeki etkinliklerine dair örneklere değinelim biraz: üretimlerini ihtiyaç duyulan malzemelere kaydırmak gibi, ortakları için salgından korunmak ile ilgili bilgi erişimi sağlamak gibi ve politika savunuculuğu gibi farklı faaliyetler gerçekleştiriliyor. Bazı kooperatifler ürün ve hizmetlerini koruyucu ekipman, gıda malzemesi hazırlanması ve bakım desteği gibi acil yerel ihtiyaçları karşılamaya dönüştürdüler diyen Eşim, Hindistan’daki SEWA Kadın Kooperatifler Ağının ayurvedik ilaçlar üreten kooperatifinin el dezenfektanları üretmeye çevirmesini örnek gösteriyor. İtalya’da, İspanya’da kapanan turizm kooperatifleri konaklama yerlerini sağlık hizmeti çalışanlarına açarken, yine İtalya ve Japonya’da işçi kooperatifleri ve sosyal kooperatifler, belediyeler ile işbirliği içinde ihtiyaçlarını karşılamak için dışarıya çıkamayanların evlerine hizmet götürdüler. Ecza kooperatifleri de dahil olmak üzere, sağlık kooperatifleri ortakları için halk sağlığı krizinin ön cephesinde bulunan sağlık çalışanları için destek formları oluşturarak koruyucu giysi, malzeme dağıttılar. Bunlar arasında Belçika, İsviçre, Türkiye’deki Bursa Ecza Kooperatifleri, İspanya, Fransa ve Arjantin’de kooperatif olarak kurulmuş olan ilaç imalathanelerini sayabiliriz. İngiltere’de ise Cooperative College gibi eğitim kooperatifleri insanların salgının zihinsel stresiyle başa çıkmasına yardımcı olmak için tasarlanmış e-öğrenim kursları hazırladılar. Bu dönemde, pek çok kişi sadece kar amacı gütmeyen, insanı ve doğayı gözeten, daha sürdürülebilir, dönüştürücü işletme modellerinden daha sıkça bahsetmeye başladı. Yerel ve merkezi yönetimler, kriz idaresinde kooperatiflerin mevcut altyapılarını ve sosyal ağlarını keşfedip kullanmaya başladılar. Fakat Simel Eşim’in burada vurguladığı başka bir önemli konu var: Kooperatif savunucuları, araştırmacıları, aktivistlerine önemli bir rol düştüğünü belirterek, krizden sonraki orta uzun vadeli dönemde toplumların ekonomilerinin toparlanma dönüşümünde rollerinin anlaşılması ve tanınması. Burada bize, yani bu yola baş koymuş Genç İşi’ne de iş düşüyor aslında.

Daha sonra T.C. Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Proje Uygulama Daire Başkanlığında AB İşleri Uzmanı Mustafa Murat Özçelebi, sosyal girişimciliğin desteklenmesinde AB kaynaklarına değindi. Projeleri, hibe programlarını, destek taleplerini açıklayan Özçelebi, temel eksenin sosyal girişimciliğe ilişkin bir yol haritası çıkarmak olduğunu vurguladı. Benzer çalışmalardan yola çıkarak, mevzuattaki eksikleri tespit etmek gerektiğini de. Sosyal kooperatiflerin tanımının yapılmasının, meclisin ve siyasa yapıcının daha fazla gündemine girmesi ile gerçekleşebileceğini söyledi.

Sabancı Vakfı, Programlar Yöneticisi Özen Pulat Canpolat, Sabancı Vakfı’nın kooperatifçilik çalışmaları, sahada yürütmekte olan projeleri ve Covid-19 sonrası dönemde kalkınmada kooperatiflerin rolü ve işlevine dair düşünceleri paylaştı. Sabancı Vakfı’nın hedef kitleleri arasında kadınlar, gençler ve engelliler bulunuyor. Dolayısıyla özellikle kadınlar ayağında toplumsal hayata, ekonomik hayata katılma, toplumsal adaletin sağlanması noktasında kooperatifler hep kritik bir noktada oldu. Aradıkları şeyin her zaman istihdam ve gelir elde etmek olmadığı vurgulayan Canpolat, kooperatifleri her şeyden önce kadınların bir araya geldiği, birlikte güçlendiği, dayanıştığı ve eğitim alıp hayata katıldığı yerler olarak gördüklerini belirtti. Peki Covid-19 döneminde neler yapıldı ve neler yapılmalı? Sabancı Vakfı olarak bir ‘esneklik kuralı’ getirildi; yani kurumlar Covid-19 sürecini en iyi şekilde atlatabilmek için gerekirse faaliyetlerini değiştirmek için ya da ayakta kalabilmek için hibe desteklerini kullanabileceklerdi. Son olarak, kadın kooperatiflerinin önem kazanacağı belirtildi, çünkü şu anda bir örgütlenme ihtiyacı var. Bu da daha fazla kadını kooperatiflere çekmek adına büyük bir fırsat.

Hayata Destek İnsani Yardım Derneği, Geçim Kaynaklar Program Yöneticisi Mustafa İşlek geçim kaynaklarına kooperatif yaklaşımında sahada karşılaşılan güçlükler, öğrenilen dersler ve aşılması gereken engellerden bahsetti. Önce Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliğinin desteğiyle, daha sonra Caritas Almanya’nın desteğiyle 1 yılda 76 kadına ulaştıkları eğitimler düzenlediklerinden ve daha sonra bu kadınların birlikte çalışma kültürüyle beraber buradan gelir kaynağı elde etmek istemeleri sonucu bir girişim modeli oluşturduklarına değindi. Mardin’in kekiğiyle ünlü Yeşilli ilçesinde kurulan KEKİK’in hikayesiydi bu; KEKİK’in bir açılımı vardı tabii: Kadın Emeğini Kalkındırma ve İyileştirme Kooperatifi. Yaşadıkları en büyük zorluğun ‘hibe’ olmasına parmak bastı, çünkü hibeler kısa süreliydi ve kooperatifçiliğin köklenmesinin önünde de zaman büyük bir engeldi. Bütüncül bir mevzuatın ve kanunun eksikliği ve doğru motivasyon da diğer sorunlar arasındaydı. Yerel otoritelerin ve yereldeki kurumların kooperatiflerle işbirliği yapmasının öneminden ve aynı zamanda teşvik getirilmesi gerekliliğinden bahsetti. Son olarak, Covid-19 sonrası ‘yeni normal’ dediğimiz dönemdeki fırsatlara bakalım. Ev temelli çalışan kadınların çalışmaları desteklendi bu dönemde, hem Suriyeli mülteci hem de yereldeki diğer kadınlarla sosyal uyum denilen yapı çerçevesinde çalışmalar yürütüldü. Aslında, damdan düşer gibi kooperatif kurulamadığının altını çiziyor İşlek, önce insanlar bir araya getirilip birlikte bir şeyler başarıp ürettikten sonra onlardan gelen taleple kurulan kooperatif senaryosu çok daha gerçek. Covid-19 sonrası dönemde ise bunun daha yaygınlaşacağı düşüncesi hakim.

Kurulduğu günden bu yana Türkiye’de kooperatiflerin kapasitesinin geliştirilmesi için çalışan Genç İşi Kooperatif, kooperatiflerin evrensel ilkelerinden, eğitim, öğretim, bilgilendirme ve kooperatifler arası işbirliği doğrultusunda bir çevrimiçi kooperatif destek noktası sunuyor sizlere. Burada, kooperatifçilerin sıklıkla sorduğu sorulara uzman kişilerden verilen yanıtlar yer alıyor. Eğer sorunuzu bulamadıysanız da yeni bir soru sorup bunu bizlerle paylaşabiliyorsunuz. 400 soruyla çıkan kitabi statik bir şekilde tutuyoruz ama daha sonrasında sizlerden alacağımız sorular ile onları beslememizle sitemizi dinamik yapıda tutmaya çalışıyoruz. koopdestek.org.tr — bizler, klişe olacak ama bir tık kadar uzağınızdayız.

Son olarak KoopDestek, kooperatif destek noktasını çevrimiçi ve çevrimdışı bir el kitabı olarak yayınlamamıza imkan tanıyan Friedrich Ebert Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’ne, başından sonuna son derece esnek ve ülkemiz kooperatifçilerinin ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde bizden desteklerini esirgemedikleri için teşekkür ederiz.

Bilgilendirme

KVKK Politikası