Raporumuzda birincil veri kaynaklarından yararlanabilmek için kamu kuruluşları ile mülakatlar yaptık. Bunlara, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü, Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye İş Kurumu, Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Ticaret Bakanlığı Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü (yazılı yanıt) ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile yaptığımızı mülakatları dahil ettik. Bu mülakatlarda edindiğimiz verileri kullanarak Türkiye’de hem değişen kanun, yayınlanan yönetmelikler ile yakın gelecekte nasıl bir manzara ile karşılaşacağız ve biz kooperatifçiler olarak veya kooperatif istatistikleri ile temas eden kişiler olarak nasıl bir manzara görmek istiyoruz? Biraz bu konuda düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Bildiğimiz gibi 26 Ekim 2021’de resmî gazetede yayınlanarak “Kooperatifler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yürürlüğe girdi. Bu kanunun manşet bilgisi Türkiye’de hali hazırda var olan ve aslında kooperatifçilerin yakından bildiği üzere genel kurullara hazırlamamız gereken katılımcı listesini (hazirun listesi) KOOPBİS sistemi üzerinden alıyorduk. Ancak bu yeni kanunla KOOPBİS’in hem işlevi hem de kullanım alanının genişletildiği daha detaylı verilerin girilmesi gerektiği ve bu verilerin tüm kooperatif ortaklarına açık tutulması gerektiği, çeşitli raporlama/istatistiksel üretimler yapılması hususunda kamu kuruluşlarında yeni yetkiler ve sorumluluk alanları tanımlandığını görüyoruz. Yaptığımız mülakatlarda bazı önemli noktaları tespit ettik. Bunlardan birinci KOOPBİS bakanlıklar arası veri entegrasyonu ön görüyor. Veri entegrasyonu mevcut kamusal veri kaynaklarını bir araya getirecek. Ticaret Bakanlığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Orman Bakanlığı gibi farklı bakanlıklarda tutulan veriler bir araya getirilecek hem de tekil veri kaynaklarının işlerliği sağlanacak. Örneğin Tarım ve Orman Bakanlığı ile yaptığımız görüşmede şöyle bir konu gündeme getirildi. Kanun değişikliğiyle birlikte KOOPBİS’in tüm bakanlıkların entegre olması hakikaten mevcut dijital alt yapıların da geliştirilmesini sağlayacak. Örnek vermek gerekirse Tarım Bakanlığı şu anda tarımsal amaçlı kooperatiflerin verilerini illerden yani taşra teşkilatından ‘MS Excel’ dosyası olarak topluyor halbuki KOOPBİS olsaydı bunlar bir biçimde veri tabanlarını besler durumda olacaktı. Ümit ediyoruz ki yakın zamanda böyle olacak KOPBİS’in aktif kullanımıyla birlikte.
İkinci tespit ettiğimiz konu veri entegrasyonu sorasında veri kaynakları arasında minimum müşterek veri varlığını değil mümkün olan en geniş veri çeşitliliğine odaklanma meselesi. Burada şunu kastediyoruz: Bütün kurumların uhdesindeki ortak paydaya baktığınızda aslında bu ortaklığın çok sınırlı olduğunu tespit ediyoruz. Neden bahsediyorum; kooperatif ortak sayısı. İşte kooperatifin tescilli olduğu il, kooperatifin çalışan sayısı gibi çok temel bilgiler. Hâlbuki bazı veri kaynaklarında, bazı veritabanlarında ortakların cinsiyeti, özellikle cinsiyet kırılımını görebilmemiz açısından, yaş durumu, ortakların ikamet ettiği iller, ortakların icra ettikleri ekonomik aktiviteler gibi çok daha detaylı, kıymetli bilgiler de var. Bu açıdan ortak paydayı tasarlarken mümkün olabildiğince geniş bir veri dizgesi oluşturmak gerektiğini yaptığımız istişarelerde tespit ettik.
Üçüncü tespit ettiğimiz durum, mali ve ticari hassasiyeti olan kayıtların idari kayıtlarla tamamlanabilmesi meselesi. Gerçek hayatta yaşanmış bir anekdotta bize aktarılan şu ki: Bir kooperatiften 2021 yılına ait pozitif gelir-gider farkını veya cirosunu sisteme girmesi istendiğinde pek çok sorun çıkabilirdi ama tespit ettiğimiz iki durum var. (1) Girilen veri doğru girilmeyebilir. Çünkü pekâlâ serbest muhasebecinin girdiği kayıtla bir yönetim kurulu üyesinin girdiği kayıt, ondalık kesit düzeyinde, gerçeği yansıtmayabilir, örtüşmeyebilir. Dolayısı ile yanlış beyan ortaya çıkabilir. (2) Kaydı mükerrer topladığınız zaman yani hazine/maliye bakanlığının veri tabanından çekmek yerine kooperatif yönetim kurulundan tekrar girmesini talep ettiğiniz zaman kooperatif yönetim kurulunun aklına şu gelebilir: “Acaba devlet benden bu veriyi neden istiyor?” Burada ilk akla gelen şey vergilendirme ve mali külfetler oluyor. Dolayısı ile burada yanlış girmenin yanısıra veriyi girmeme durumu da söz konusu olabilir.
Bir diğer husus denetim. Birim kooperatiflere ait verilerin denetiminde bu il/taşra teşkilatı veya merkez teşkilatı sorumlu olsa da bir tavandan tabana kontrol söz konusu oluyor. Örneğin ben Genç İşi Kooperatif’in 2021 yılına ait bir veri girdiğimde, Ticaret İl Müdürlüğünden telefon aldığımda bu veri doğru/yanlış girmişsiniz veya herhangi sorgulama sorusuna maruz kaldığımda, bu yaşadığım şey aslında tavandan (kamudan) aşağı tabana doğru bir kontrol. Halbuki kooperatif ortaklarının kendileri ademi merkezi biçimde, yerelden yukarı doğru, veri giren yönetim kurulu üyesi de girilen veriyi denetleyebilir. Dolayısı ile 2021 yılına ait veriyi benim doğru girip girmediğimi (diyelim ki bir yönetim kurulu üyesiysem) yalnızca Ticaret Bakanlığı veya ilgili bakanlıkların personelini değil aynı zamanda kooperatifimin ortakları da denetleyebiliyor, en azından işaret edebiliyor olmalı.
Dördüncü tespit ettiğimiz durum, bazı hizmet sağlayıcı kuruluşların ki buna yabancı uyrukluların çalışma izinlerini düzenleyen Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü ve İŞKUR’da dahil. Bu kuruluşlar genel anlamda hiçbir veri tabanında işletme tipine göre veri tutmuyor. Kişilerin demografik bilgileri vesaire mevcut ancak işletme tipi kırılımı (anonim, limitet, kooperatif vesaire) mevcut değil. Bu da aslında çok hızlı giderilebilecek eksik. Zira veritabanlarında ufak bir düzenleme ile bahsi geçen işletmenin tipi girilebilir olur.
Burada raporun güzel bir haberi var, bu da bizim raporla açıkladığımız güzel bir bilgi oldu. 2022–2026 yılları arasında 4. Resmi İstatistik Programı/RİP çalışılacak ve KOOPBİS verileri resmi istatistik programının içinde yer alacak. Bu bilgiyi de bizle TÜİK paylaştı. KOOPBİS verilerini yayınlamak çalışılacak konular başlığı altında resmi istatistik programına giriyor. RİP kapsamında hazırlanan istatistikle, Türkiye’nin de bir parçası olduğu, örneğin Avrupa İstatistik Ofisi, ILO gibi uluslararası norm belirleyici, karşılaştırılabilir kuruluşlar standartlarında tutulması, yayınlanması ve mukayese edilebilir olmasını sağlayacak. Bu da bizim için önemli bir ilerleme diyebiliriz.
Simel’in (ILOCOOP) sunumunda belirttiği kooperatif istatistiklerine ilişkin esaslar dokümanında kooperatif istatistiklerinin nasıl tutulacağı, hangi minimum gerekliliklerin olacağı ifade ediliyor. Biz raporda bu esaslar dokümanında bulunan ama Türkiye Kooperatif İstatistikleri mevzuatında bulunmayan hususları kanun yapıcıların dikkatine sunduk, Türkçe diline çevirdik. Biz bu esaslar dokümanına nasıl uyumlanabiliriz? Hangi noktalarda eksiklikler var? Kısaca belirtmek gerekirse pozitif gelir gider farkını dağıtılması ve dağıtılmaması hususunun tutulması. Şu anda mevcuden Türkiye’de böyle bir veri toplama durumu söz konusu değil. Türkiye’de ortakların kooperatiflere bağlanma metotlarının (SGK 4A/4B, ortaklık), veri toplama, analiz süreçleri gibi hususların netleştirilmesi de gerekmekte.
Kooperatiflere ilişkin veri girişi, izleme ve denetleme. KOOPBİS’in kullanıcı dostu bir arayüze sahip olması ki bu kooperatifçileri yakında ilgilendiren bir mesele. Veri girişi yapacak kooperatiflerden temsilcilerin de çalışma grubuna davet/dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Verinin sağlıklı girilmesi amacıyla kooperatif birlikleri ve kooperatif toplulukları yani resmi olmayan ağlar tarafında gelecek eğitim taleplerine yanıt verecek bir mekanizmanın devreye alınmasını doğru buluyoruz. Bu kapasite geliştirme sağlanırsa ancak veri girişlerinin sağlıklı olabileceğini tahmin ediyoruz.
Veri entegrasyonu sırasında farklı kurumların arasındaki veri kaynakları arasında az önce değindiğim gibi geniş veri çeşitliliğine odaklanılmasının daha anlamlı olacağını düşünüyoruz. Özellikle mali ve ticari hassasiyeti olan kayıtlardan mükerrer kayıt girişi talep edilmemesi gerektiğini ve hali hazırda elde edilmiş verilen devlet tarafından kendi kendine entegre edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
KOOPBİS aracılığıyla toplanan verilerin hangi amaçla toplandığının ve nasıl işleneceğinin veri giriş ekranına şeffaflıkla yansıtılması gerektiğini düşünüyoruz. 14 Ocak 2022’de çıkan yönetmelikte bir aydınlatma rıza metni ek olarak sunulmuş durumda. Raporumuz yayınlandıktan sonra ocak ayında yönetmelikle yayınlandı. Orada bu aydınlatma metni mevcut. Güzel bir gelişme aslında bizim yaptığımız öneri kısmen karşılanmış oldu.
KOOPBİS sitemini kullanan son kullanıcılardan somut geri bildirimlerin alınabileceği mekanizmaların kullanılmasının yerinde olacağını düşünüyoruz. Veri giriş ekranında bir geri bildirim butonu olması halinde sistem operatörü hem veri girişi ekranını optimize edebilir hem de sağlıklı verilerin girilmesin temin edebilir. Toplanan verililerin denetlenmesi için şeffaf bir metodun hazırlanması. Bu anlamda Kooperatif İstatistikleri Esasları Dokümanı (ILO) ve EuroStat’ın metodolojileri önemli göstergeler.
Kooperatiflere ilişkin veri toplama ve yayın hususunda işlenen verinin kamuya açık eksiksiz ve düzenli olarak raporlanması ve bu verilerin sadece kamu tarafından kullanılmaması. Bizlerin de sivil toplumun da sivil vatandaşların da erişebileceği şekilde tutulmasının önemli olacağını düşünüyoruz.
Uluslararası kooperatifler birliklerinin ve bölge birliklerinin standartlarına uyum sağlanması. UİGM ve İŞKUR gibi ticaret şirketlerini temas ettiği kuruluşlarında veri tabanlarında kooperatif alt kırılımı yani şirket tipi alt kırılımının hazır bulunması gerektiğini düşünüyoruz.
Uluslararası kooperatifçilik kuruluşları ile Türkiye’nin verilerin paylaşılması gerektiğini (mukayese edilebilir olması açısından) düşünüyoruz.
Veriye dayalı politika yapımı bakımından tuttuğumuz verilerin özellikle toplumsal cinsiyet bölgesel farklılıklar iklim değişikliğinin etkileri çok boyutlu yoksulluk, gelir adaletsizliği gibi yatay kesen faktörlerle ilişkilendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Son olarak veriye dayalı karar verilen icra edilen faaliyetlerin görünür kılınması kooperatif istatistiklerinin ve uygulanan politikaların izlenmesinde etki değerlendirmesi kullanılması önemli. Aslında bir hesap verebilirlik mekanizmasının tesis edilmesini öneriyoruz.
Tartışma, Görüş ve Geribildirimler
Ünal Örnek, Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği / ORKOOP
Merhabalar. Öncelikle çalışma için çok teşekkür ediyorum. Aslında ülkemizde en büyük ihtiyaç, açık kooperatif istatistikleri. Nitekim yıllar önce Simel Hanım da yakından bilir. Dünya ölçeğinde de bu veri sıkıntısı vardı. Nitekim kooperatif monitör çalışması ile aslında bir ölçüde de olsa uluslararası alanda kooperatiflerin varlığını ortaya koymada, belirli platformlarda yer almada ve kooperatif istatistikleri için güvenli bir yol haritası bağlamında önemli bir avantaj sağladı. Yıllardan beri, mevcut yapıda alanda çalışan birisi olarak şunu söylemek isterim. Aslında kurumların hepsi yıllardan beri gelişigüzel veri tutuyorlardı. Fakat şimdi bu dönemde dijital dönüşümün sağladığı avantajlar nedeniyle aslında bir ölçüde kurumlar bu konuda sağlıklı veri tutmaya bir ölçüde mecburlar bana göre. Eskiden bununla ilgili kadrolar yoktu. Çeşitli veri toplama platformları kuruldu, veri girişi zorunlulukları getirildi fakat bu konuda başarılı olunamadı.
Bu verilerin sağlıklı tutulması açsından, yılardan beri yaşadım ki, Avrupa ülkelerindeki uygulamaların da dikkate alınması gerekiyor. Bir tarafın denetleyen bir tarafın da düzenleyen biçimde olması lazım. Mesela KOOPBİS gibi bir projeyi devlet ölçüsünde ortaya koyacağız fakat bunun sağlıklı çalışma durumunu kim denetleyecek? Keşke zamanında biz bunu yapabilseydik. Mesela Milli Kooperatifler Birliği’ne bu görev verilseydi de onlar denetleseydi; verilerin sağlıklı çalışması açısından.
Tarım Bakanlığı, aynı Avrupa Birliğindeki tanınma kriterleri biçiminde olmasını istiyor. Avrupa Birliğinde kooperatiflerin tanınma kriterleri var. Bu kriterlere göre kooperatiflerin proje/destek almalarında bazı görevleri yapmalarında onlara hizmet devirleri yapılıyor. Türkiye’de de buna benzer bir çalışma yürütülüyor yani derecelendirme çalışması. Bu derecelendirme çalışması mecburiyet getirici bir çalışma olarak KOOPBİS’e kayıt diye bir kavram ile ortaya kondu. Buna göre kooperatiflere derece verilecek. Bu derece çerçevesinde kooperatiflere bazı görevlerin, hizmetlerin aktarılması sağlanacak. Aslında Türkiye yeni dönemde kooperatif verilerine büyük ihtiyaç duyuyor. Dünyadaki kooperatif verilerine yönelik olumlu tutum gelişimi bizi de bu verileri kaliteli şekilde tutmaya mecbur bırakıyor. Kooperatif verilerinin şeffaf olması lazım. Kooperatifçilerin de şunu bilmesi lazım ki bizler bir ölçüde ortaklarımız dışında topluma karşı da sorumluluklarımız var. Kooperatifler veri saklayamaz. Kooperatifler şeffaf olmalı. Toplumun bir parçası olması gerekiyor. Bu çerçevede sözümü kesiyorum, hepinize çok teşekkür ediyorum. Çok iyi ve yetkin bir raporlama çalışması olmuş.
Berin Çamur, ALAF Kadın Kooperatifi
Giresun’dan günaydınlar herkese. Biraz önceki sunumda ifade bulan, Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Giresun’un kooperatifleşmede lider olması hakkında görüşlerimi ifade etmek istiyorum. ‘Kadın Kooperatifleri’ bu yüzdeyi yükseltmiş olabilir diye düşünüyoruz. Giresun’da 2020 yılında sayı 2 iken şu anda 11 kadın kooperatifiyiz. Yolda gelecek olanlar da var. Biz bu arada Giresun’daki kadın kooperatifleri olarak ortak bir platform oluşturduk. Birlikte hareket ediyoruz. Sorunlarımızı birlikte çözmeye ve birlikte büyümeye çalışıyoruz. Bölgedeki kadın kooperatiflerinin artmasındaki birinci sebep Türkiye’deki, bölgedeki siyasi güçlerin birtakım desteklerle kadın kooperatifi kurdurmasından kaynaklı bir sorun var burada. Proje sonucu olarak kooperatif kurulsun belediye destek verecek, pazarda satış yeri sağlayacak gibi sebeplerle kooperatifler kurduruluyor. Giresun’daki kadın kooperatiflerinden sadece üçü tabandan tavana, herhangi bir siyasi irade desteği olmaksızın kurulan kooperatifler. Çeşitli dış desteklerle, tavandan tabana, kurdurulan kooperatifler destek bittiğinde dağılma sürecine giriyorlar. Kooperatiflerdeki bir diğer sorun ortakların küçük bir kısmının kooperatifte sorumluluk alması, diğer ortakların almaması. Sorumluluk alanlar da kısa bir süre içinde kooperatif içinde aldıkları sorumluluktan pişman oluyorlar ve kooperatifler dağılıyor. Buradaki bu bilgileri platformda konuşulan konular olduğu için sizinle paylaşmak istedim. Onların da bundan haberi var. Giresun’daki durum hakkında bu şekilde katkı sağlamak istedim. Teşekkür ederim.
Dr. Erhan Ekmen, Gündem Tarım
Raporlama çalışması ve bu sunum etkinliği gerçekten çok güzel, öncelikle teşekkür ediyorum. Genç İşi Kooperatif’in her zaman çok iyi işler yaptığını biliyoruz. Birlikte bir televizyon yayını da yapmıştık geçmişte. Çok uzun süreden beri kooperatifin çalışmalarını takip ve takdir ediyorum. Yol gösterici eserler ortaya koyduğunuz için tebrik ediyorum.
Konuya şuradan yaklaşmak gerektiğini düşünüyorum: Yıllardan beri kooperatifçiliğin içindeyiz. Hep istatistiklerimizin eksik kaldığından bahsederiz. Hatta, bu konu ile ilgili, Avrupa Birliği projesi ürettiğimde konuyla ilgili en kritik noktanın ‘pazara yönelik üretim planlaması’ yapmak olduğu bu planlamanın yapılabilmesi için istatistiki bilgilere ihtiyaç duyulmasıydı. AB’de ‘üretici örgütü’ kriteri alabilmiş (devlet onları kabul eder) yapılarla; ortak tarım politikaları ve piyasa düzenlemeleri, üretici örgütü tanımı kriterlerine uyan üretici kooperatiflerle birlikte yapılır. İşte burada bu işi yapabilmek için istatistiki bilgileri ihtiyaç vardır. Özellikle de ticaret yapabilmeleriyle ilgili.
Peki bizim şu anda istatistiki bilgiye ihtiyacımız var mı? Ya da kimin var? Örneğin bu işte istatistiki bilgileri toplamayla ilgili, her nedense hepimiz, yetkili kurum olarak devleti görüyoruz. Devlet yıllardan beri istatistiki bilgi toplamakla ilgili üzerine düşen görevi ciddiyetle yaklaştı mı? Çok fazla değil. Çünkü devletin bu konu ile ilgili bir ihtiyacı yok. Ben yıllarca Tarım Bakanlığı’nda, Genç İşi’nin bu raporu hazırlamak için görüşmeler yaptığı, örgütlenme ile ilgili birimde çalıştım. Biz bu çalışmalara 2011 yılında Tarım Bakanlığı’nın istatistik bilgi sistemlerini, tarım bilgi sistemlerini, uzaktan sensörlü algılama sistemlerini getirdik. İddia ediyorum Türkiye dünyada da uzaktan algılama ile bilgi toplama konusunda epeyce ileri gitti o dönemde. Dedi ki genel müdürümüz: “Arkadaşlar kooperatifleri de koyalım, kooperatif bilgi sistemi de oluşturalım!” O günden bugüne geldiğimiz nokta ihtiyaca binaen hala kâğıt ortamında / excel ortamında gelen verilerden oluşmakta. Demek ki ihtiyaç olacak ki. Bu iş yapılacak ve hızla sürdürülecek.
Peki dünyada bunu hep tarım bakanlıkları mı yapıyor? Hayır. En güzel yapan yer Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA/International Cooperative Alliance). Onun haricinde de Avrupa’da Raiffeisen Kooperatifleri Birliği) var. Kendi istatistiklerini tutuyorlar. Örgüt olabilmek için oralardan izin alırsınız ve istatistiklerinizi oralara iletirsiniz. Orada tutulan istatistikler kooperatifin ne kadar para kazandığı, kiminle ne kadarlık sözleşme yaptığı, bu sözleşmeye göre kaç ton ürünü, hangi tarihte, kalitede/standartta, ne zaman ve hangi ortak tarafından hangi zaman aralığında olması gerektiği gibi başlıkları içerir. Az önce Ünal Bey de bahsetti. Bakanlık bir derecelendirme çalışması yapıyor. Derecelendirme çalışması AB’deki gibi ekonomik kriterlere dayanan şekilde mi yoksa AB’de hiç önemsenmeyen “kaç defa toplantı yaptın?” veya “üreticinin tahsili nedir?” “kaç kadın/erkek var?” şeklinde mi? Bu örnekleri çoğaltabilirim. Bunların verilere ihtiyaç acaba ne için olabilir! İkincisi, istatistiksel bağlamda sadece tarım veya kooperatifle ilgili değil. Kadınlarla ilgili genel istatistik yapan bir yer, o bilgilerin içinde özel olarak kooperatifleri süzdüğünde, bizim kooperatifçilik içinden kadınlara doğru, bilgi almak için yapacağımız yürüyüş ve bilgi edinmekten çok daha başarılı ve hedefli bir iş olacaktır.
26 Ekim 2021’de çıkartılan kanun tarımla ilgili ya da genel kooperatifçilikle ilgili birçok sorunu çözme iddiası ile çıktı fakat ne yazık ki (biz çok mücadele ettik, böyle bir kanunu çok apar topar çıkıyor diye) kanun genel itibarı ile içeriğine baktığınızda zorlamalar içeriyor. ‘Bunu/şunu yapmazsan olmaz, zorla şunu yapacaksın, şu eğitimi alacaksın’ gibi. Biz bu filmleri daha önce seyrettik. Zorla üretici birliklerine denetimler yapmıştık. Hiçbir şekilde sonuç alamadık. İstediğimiz kadar zorla gidelim bu zorlamaların sonunda göstermelik şeyler yapılır. Birileri kendileri eğitim kurumları kurar ve o eğitim kurumlarında bizim zaten para sıkıntısı çeken kooperatiflerimiz üç beş kuruşlarını da oraya harcayarak o kurumları zengin eder. “Sihirli değnek mi dokunacak ben eğitim aldım ve bir anda önüm açılıp gidecek.” Eğer para kazandırmakla ilgili kriteri almadan sadece yetkinlik bazlı kriteri aldığınızda bu iyi sonuçlar vermez. Örneğin benim oğlum üniversite mezunu. Kriteri karşılıyor diye getirdik koyduk. Kriteri karşıladık. Peki benim oğlum oraya normal cirosunun üzerinde binde bir katkı yapmazsa, ceza verebiliyor muyum? Onunla ilgili cezai süreç başlatabiliyor muyum? Bu önemli. 26 Ekim 2021’de çıkartılan kanun ile getirilenlerin tekrar düşünülmesi ve irdelenmesi lazım. Kadın kooperatiflerine destek veriyormuş gibi bir de sevimli yüz oluşturarak getirilecek para ve katkının pek anlamı olmayacaktır.
Derecelendirme konusunda da dikkatli olunmasını öneriyorum. Eğer derecelendirme şu anda kooperatiflerdeki arkadaşlarımızın gönderdiği gibi olacaksa AB’deki ile uzaktan yakından alakası yok, amacı yok. Bunu da özellikle söylemek istiyorum.
Son olarak benim önerim şu: Hep devletin yönlendirmesiyle devletin zorlamasıyla birtakım şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bence kooperatifle ilgili Türkiye’deki örgütler ve üst örgütler kendi istatistik bilgi sistemleri kendileri oluşturmalılar. Burada bu istatistik sistemi ve sisteme girilmesiyle alakalı bir menfaat ortamı oluşturmalılar. O zaman size iddia ediyorum en ücra köyde, elektrik/internet bile olmasa kısa süre sorulan sorulara tek tek yanıt verilerek sistemle paylaşıldığını göreceksiniz. Bu menfaatin kooperatiflere sağlanması ve bunun artık devlet eliyle yapılmasının beklenmesinden vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkese saygı ve sevgilerimi sunuyorum, başarılarınızın devamını diliyorum.
Orkun Doğan, Yerküre Kooperatifi
Merhabalar. Ben de öncelikle bu toplantı ve böyle bir rapor hazırladığınız için teşekkür ediyorum sizlere. Çok önemli bir savunuculuk metni olmuş. Bu alanda çalışan bir akademisyen olarak bahsi geçen İNGEV raporunu hazırlamakta görev almıştım. O yüzden biraz önce tüm söylenenlere katılıyor, tekrar etmemek adına oradaki daha önce bahsi geçen problemlere değinmeyeceğim. Erhan ve Ünal Bey de benim anlatmak istediklerime değindi.
İstatistiğin ne amaçla toplanacağı ve bunların hangi kurumlar tarafından toplanması gerektiğine dair birkaç şey söyleyecektim. Bu makro verilerin ötesinde özellikle ekonomik büyüklük istihdam gibi alanlarda verilerin toplanması çok önemli politika üretmek ve savunuculuk için. Bir de şöyle durum var. ILO’nun da derdi aslında biraz, benim ürettiği metinlerden de çıkartabildiğim kadarıyla, kooperatiflerin özellikle bu ekonomik hayata katkının ötesinde sosyal ve kamusal görevlerinin/sorumluluklarının, yaptığı işlerin bir anlamıyla görünür olmasını sağlayabilecek verileri/bilgileri ortaya koyabilmek. Bu anlamıyla tutarlı, karşılaştırılabilir verileri kamusal bilgiler halinde nasıl sunabiliriz? Bu anlamıyla aslında çok baş noktada olduğumuz için bildiğimiz şirketlerle birlikte kooperatifler nasıl bir ekonomik büyüklük ortaya koyuyor sorularının yanıtlarını arıyoruz. Fakat bunların ötesinde göstergelerin düşünülmesi çok önemli. İstihdamın niteliği anlamında veyahut başka alanlarda mesela iklim değişikliği, toplumsal cinsiyet gibi sosyal alanlarda kooperatiflerin nasıl bir katkı sağladığı veyahut ne durumda olduğu gibi (illa katkı sağlamak durumunda da olmayabilir). Bu anlamlarda göstergeler üretip buna dair veriler ortaya koyabilmemiz önemli. Bunun, kamunun görevi olduğunu düşünmüyorum. Biraz önce Erhan Bey de dikkat çekti. Kooperatif birlikleri bu noktalarda görev alabilirler. Özellikle Genç İşi Kooperatif ile başka çalışmaların da içindeyiz; “Yeni Nesil Kooperatifler” çalıştayları sosyal kooperatiflerin bir ağ oluşturması, bence bir gündemlerimizden bir tanesi de orada. Doğrudan tabandan gelecek göstergeleri oluşturup kendi kendimize bu soruları sorup bunları şeffaflıkla kamu ile paylaşmak. Örneğin benim içinde bulunduğum kooperatif belirli bir süre sonra belki belirli ekonomik ciro elde edebilecek sağladığı hizmet üzerinden. Biz, kendi ortaklarımıza, ne kadar insan onuruna yakışır güvenli bir istihdam ortamı sağlayabiliyoruz konusunda kara kara düşünüyoruz. İklim değişikliği alanında önemli çalışmalar yapıyoruz fakat toplumsal cinsiyet konusunda belki zayıfız. Bu gibi konularda makro/genel istatistiklerin ötesinde sosyal ve dayanışma ekonomisinin göstergelerini birlikte planlayabiliriz. Kooperatifleri de bu noktada değerlendirip notlar verebilir, paylaşabiliriz. Kooperatif savunuculuğu anlamında önemli bir çalışma olabilir diye belirtmek istedim. Teşekkür ederim.
Ünal Örnek (Türkiye Ormancılık Kooperatifleri Merkez Birliği / ORKOOP
Çok teşekkür ediyorum. Yeniden söz istemek durumunda kaldım. Kendi deneyimimi anlatayım: Yıllar önce Erhan Bey bilir biz Çiftçi Kayıt Sistemi /ÇKS diye bir çalışma yürüttük, bugün de yürütüyoruz. Şu an çifti kayıt sisteminde, her ne kadar düzenleme olsa da ciddi tekerrürler olduğunu görüyoruz. Biraz evvel Orkun’un dediği (kendisine teşekkür ederim yaptığı çalışmalardan dolayı çünkü Türkiye’de ilk defa kooperatifler konusunda bir çalışmayı da ortaya koydu, bu bizim için büyük bir kazanım) “denetleyecek bir mekanizma”. Erhan’ın dediği de kim, nasıl, ne amaçla kullanacak? Kooperatif istatistiklerinin ki Simel Hanım’ın bu konudaki bizlere desteği, ILO’nun katkısı gerçekten çok ciddi. Dünya deneyimlerinin bizlere aktarılması bizdeki kamu yöneticilerinin anlaması için önemli. Ben Çiftçi Kayıt Sistemi /ÇKS döneminde çok mücadele ettim. Aynı bugün dediğim gibi “Arkadaşlar bunu bir örgüte verin, siz de denetleyin” dedim. Ne yazık ki bakanlık yaptığında bu denetim mekanizması yeterince çalışamadı. Hem yürüten hem denetleyenin aynı mekanizma olması başarıyı engelliyor. Eğer kamu yapısında bu konuya katkı olabilirse kamu politikasını oluşturmasında daha sağlıklı bir yol haritası elde etme imkânı olur. Bu çerçevede aslında KOOPBİS çok değerli bir çalışma olabilir fakat mevcut yapısı ile bu şekilde tutulursa yani “World Cooperative Monitor” gibi bir sonuç çıkmayabilir. Mesela “World Cooperative Monitor” en büyük avantaj uluslararası platformlarda. Kooperatifçilik hareketini anlatırken eskisi gibi zorlanmıyoruz. Hatta yeni dönemde G-20 çalışmalarında dünya kooperatifçilik hareketi ciddi biçimde yer almakta hatta çalışma grubumuz da var. Bu çerçevede elden geldiğince bizim bu veriyi ortaya çıkarıp çeşitli platformlarda gücümüzü anlatabilmeliyiz. Bu şekilde kooperatif verileri zaman içinde sağlıklı gelişim sağlar ve eleştiriler olduğunda da bir düzeltme yöntemi olarak karşımıza çıkar. Biliyorum bazı veriler açısından sebep sonucu değerlendirebiliriz fakat kesinlikle istatistiklerin sağlıklı bir biçimde kooperatif hareketinin görüşleri dikkate alınarak düzenlenmesinde yarar görmekteyim. Denetim mekanizması ile uygulama mekanizmasın kesinlikle aynı yapıda olmaması tarafındayım. Bu durumun ilerleyen süreçlerde bazı sıkıntılara neden olabileceğini düşünüyorum. Çünkü bağımsız bir yapı olmayabilir. “World Cooperative Monitor”, bana göre, hiç değilse üst noktada Türkiye için de oluşması ve bunu akademik yapıda zaman içinde değerlendirme imkanını da bize gösterebilir. Hepinize çok teşekkür ediyorum.
Berkin Şafak Şener (Genç İşi Kooperatif) – Kapanış
Bazı genel çıkarımlar yapabiliriz tüm yapılan yorumlardan: Birliklerin ve birim kooperatiflerin veri toplama sorumluluğu ve burada alınabilecek roller. Raporlamanın amacı niyeti ve işlevi. Bundan kimin yaralanacağı ne için yararlanacağı ve ne sıklıkta verilerin toplanabileceği. Aslında Erhan Ekmen’in altını çizdiği ‘menfaat oluşturma’ yani veriyi doğru girme düzenli girme için veri girene bir teşvik sağlama mekanizmalarının oluşturulması. Bunlar açıkçası stratejiyi oluştururken ve icra ederken köşe taşlarını oluşturacaktır. Son olarak Orkun’un ifade ettiği üzere Ocak 2022’de düzenlediğimiz “Yeni Nesil Kooperatifler Ağı” İzmir’deki çalıştayda, Türkiye’nin dört bir yanından kooperatiflerin katılımıyla, üç temel çalışma grubu oluşturduk; (1) ekonomik iş birliği (2) demokratik katılım (3) mevzuat başlıklarında. Bu başlıklarda iyileştirilme alanlarının tespitine yönelik çalışma gruplarında, istatistiki veri toplama konusunda kooperatif topluluğu düzeyinde neler yapılabileceği hususuna ışık tutuyor.
Bu konuda hem biz kooperatifler hem de kooperatif birlikleri ve enformel topluluklar ne gibi sorumluluklar alabilir, göreceğiz. Kamu ile ne gibi iş birlikleri olabilir? Simel’in bahsettiği ILO’nun sürdürdüğü proje kapsamında oluşturulan ulusal danışma kurulunda ne gibi rol tanımlanabilir kooperatiflere ve kooperatif birliklerine? Bunlar yanıtlanması gereken sorular, önümüzde duran…